Artvin Yöresi

Artvin oyunları olarak yazılı kaynaklarda çok sayıda oyun adı bulunmaktadır. Benim bildiğim ve öğrettiğim oyunları aşağıda sıralamaktayım. Tabii ki Artvin ili ve ilçelerinde benim bilmediğim daha çok sayıda oyun bulunmaktadır.

KARMA OYUNLAR( Kız-Erkek Birlikte oynanan oyunlar)

Atabarı, Arhavi Canlısı, Daldalan, Hemşin(Borçka Hemşin- Hopa Hemşin),Ondörtlü, Sarı Çiçek(Sarı Kız), Şavşat Barı, Memetina, Damat Bağlama (Sadece Arhavi İlçesine Özgü Bir Oyun).

KIZ OYUNLARI:

Acara Kız, Ahcik Barı, Cilveloy, Döne, Koçeri; Narina.

ERKEK OYUNLARI:

Atom, Calika, Coşkun Çoruh, Deli Horon, Düz Horon, Kobak, Papilat, Üç ayak. Orta Batum(Acara Horonu)

BAZI OYUNLARLA İLGİLİ BİLGİLER:

CİLVELOY

Bu oyun Artvin’in bütün ilçelerinde oynanmaktadır. Kızlar tarafından oynanan bu oyun türkülü bir oyun olup türküler erkekler tarafından söylenmektedir. Oyunun hikâyesi de her ilçede ayrı ayrı anlatılmaktadır.

Bu oyunun Arhavi’deki hikâyesi;

Köyün en güzel kızı babası da çok zengin olan birisidir ve fizik olarak da çok güzeldir. İşin ilginç olan yanı da kız bu durumdan dolayı çok kibirli ve kendini beğenir durumdadır. Ev ve tarla işlerinde de çalışmamakta ve her isteği ailesi tarafından anında karşılanmaktadır. Yıllar geçer ama kimse kızı istemeye cesaret edemez. Kendisi de toplum içine çok girmemektedir.

Köyün erkekleri kızın bu durumundan dolayı onu her gördükleri yerde hicveden sözler söylemektedirler Figürleri de sekme figürleri olup lazca sozleri:

Kale bozo meleni,

Mole var mogaleni.

Duzişi gegapeyi,

Oktiz var gogaleni.

Kale bozo soniye,

Dido oroponiye.

Jur gvaz ko gogağfeti,

Dido toloponiye.

Kale bozo meleni,

Mole varmogaleni.

Gaşkuyinen çkimişe,

Ğfala var gogaleni.

Şeklinde dörtlüklerden oluşmaktadır. Artvin’in diğer ilçelerinde de hemen hemen aynı figürlerle oynanmasına rağmen sözlerin anlamları tamamen farklılık göstermektedir.

İndim dere ırmağa,

Zeytin dalı kırmağa.

Geldim seni almağa,

Başladın ağlamaya.

Çamın altı pıtırak,

Gel beraber oturak.

Bir sen söyle bir de ben,

Bu sevdadan kurtulak.

Sözleri Arhavi’deki oyunun hikâyesi ile hiç bağdaşmamaktadır. Bu sözler birbirlerini seven gençlerin söyleyecekleri sözlerdir.

KOÇARİ (KOÇERİ)

Bu oyun da Artvin’in tüm ilçelerinde oynanmaktadır. Cilveloy oyunu gibi sevgi içerikli bir oyundur. Arhavi İlçesindeki Hikâyesi:

Köyün yakışıklı, çalışkan, yardımsever ancak maddi durumu iyi olmayan delikanlısı(ORÇAYİ) kendi köyünden bir kıza ilgi duymakta ancak maddi durumu nedeni ile hiçbir girişimde bulunmamaktadır. İlgi duyduğu kız da aslında ona ilgi duymakta ancak sadece beklemektedir. Bu arada kızı istemeye niyetlenen herkese ailesi kıza danışarak gelmeyin demektedirler.

Seneler geçmeye başlayıp da her iki genç de evlenmeyince köylüler bu gençlerin birbirlerine ilgi duyduklarını anlarlar. Önce erkekle konuşurlar. Erkek maddi durumunun iyi olmadığını kıza ilgi duyduğunu ancak kendisine kızın verilmeyeceğini bu nedenle de ilgisiz kaldığını söyler. Bunun üzerine köyün bayanları da kızla konuşup niçin görücü gelmek isteyenleri geri çevirttiğini sorarlar Kız da erkeğe ilgi duyduğunu ancak onun ailesinin de kendisini istemek için gelmediklerini ve onu beklediğini söyler.

Bu bilgilerden sonra köyün ileri gelenleri olaya el koyar ve bu iki genci evlendirmeye karar verirler. Kızın babasına durumu anlatıp erkeğin maddi durumu nedeni ile istemeye gelemediğini, ancak köyün elbirliği ile gereğini yapacağını ve bu işe olur vermesinin beklendiğini söylerler. Kızın babası da erkeğin çalışkan, dürüst ve güvenilir olduğunu bildiğini ve kızı da isterse istemeye gelebileceklerini söyler.

Erkek yine de arkadaşlarına bu konuda bilgi vermez. Ancak köyün kızları bunu duyunca çok sevinirler. Kız istenip de kabul görünce erkeğin evine giden kızlar orada türkü eşliğinde bu oyunu oynarlar.

Bu oyunun hikâyesi ile paralel olan lazca sözleri;

Oy neni Orçayi,

Ham seyi o ck’omi gyayi. (bu akşam yemeği nerede yedin?)

Gyayi ock’omi ama (yemeği yedin ama)

H’ez mik gogobu ç’kayi. (eline suyu kim döktü?)

Şeklindedir. Bu sözler ile kızlar, erkeği utandırmaya çalışmaktadırlar.

Oyunun figürleri çok fazla değişmese de sözler Artvin’in her ilçesinde farklılık göstermektedir.

Yedim yayla yoğurdi,

Yureğum bollanayi.

Karşi köyden bir uşak,

Peşime dolanayi.

Dörtlüğü en çok bilinen dörtlüktür.

ARHAVİ OYUNLARI

MEMET’İNA

Arhavi halkoyunları içine yerini almış olan Memet’ina kız-erkek karma olarak oynanan oyunlarımızdan birisidir.

Memet’ina oyunu figürlerini tarlada yapılan belleme imecesinden almıştır. Oyunun başlangıç figürü bele ayak basımını temsil etmektedir ve oyunun da temel figürüdür.

İmece sırasında evli ve abla-yenge konumunda bulunan bayanlar bekar erkek yakınlarına da evlenebilecekleri kız bakmaktadırlar. Kızın fizik güzelliği yanında çalışkanlık önde gelen özelliklerden biridir.

Bu oyun hakkında Sn Musa KazımYücel Özbirinci’nin notu;

“Bence bu oyunda Mısır ayıklama ve “okurçolu” da canlandırılıyor.”Okurçolu” elle yapılan bir işlemdir. Ancak oyunda el hareketleri ayağa uyarlanmış ve vucüt şekli de buna uydurulmuştur. Erkekler gurbet sonrasında (hasattan sonra) memlekete gelirlerdi.

Buradaki türkünün de aslında oyunla çok ilgili olmadan söylenmiş olduğunu düşünüyorum.

İmecede verilen molalar oyunun türkü bölümünü temsil etmektedir. Genellikle erkek ve bayanların birlikte bulundukları imecelerde sesin daha duyulur olması nedeni ile erkekler türkü söylemektedirler.

Bu oyunun türküsü de mısır tarlasında yapılan bir imeceye aittir. Erkekler kızları hicvederek

Kazalım tarlaları,

Atalım tohumları,

Mısırlar yeşerecek,

Çalışkan insanlar,

Öldüklerinde, mezarında

Çiçekler açacak

Anlamının çıkacağı şeklinde sözler olup çalışkan ve yardımsever insanların öldüklerinde bile ödüllendirilecekleri ve mezarının çiçek bahçesi gibi güzel olacağı anlatılmaktadır.

Bir türküde ölüm temasının da türküde geçmesi ölümden sonra yeniden doğuş (reenkarnasyon olayı) gerçekleşeceği anlamı da taşıyabilir.

NARİNA

Narina oyunu Arhavi’nin Dikyamaç köyünde oynanmaya başlanmıştır. 1979 yılında arkadaşlarım Mehmet Numanoğlu’nun nişanı ve Ahmet Tamtabak’ın düğünü için Ankara’dan Orçaylılar Kültür Yardımlaşma Derneğinin erkek halkoyunları ekibini götürmüştüm. Köyde orta yaşın ustunde olan bayanlar bu oyunu oynuyorlardı. Süre olarak figür tekrarı yaparak çok uzun oynuyorlardı. Ben misafir sayıldığım ve oraya Halkoyunları ekibi götürdüğüm için onları izleyebildim.

Oynayan bayanlarla konuştum, bu oyunu ne zamandan beri biliyorsunuz. Size kimler öğretti diye sorduğumda çok eskiden beri bu oyunu oynadıklarını ve Çerkez bir gelin tarafından öğretildiğini söylediler

Ben de oyunun figürlerini ezberledim. Bir kâğıda figürleri çizerek notlar tuttum ve Ankara’ya gelince oyunun geçişlerini yaparak Arhavi oyunları içinde yerini almasını sağladım.

Oyun bir beğendirme oyunu olup türkü eşliğinde oynanmaktadır. Türkü sözleri de doğaçlama olarak bayanlar tarafından söyleniyordu. Dikyamaç köyünde duyduğum mısraları iki dörtlük olarak kayıt altına aldım ve oyunculara bu iki dörtlüğü ezberlettim.

Dere tepe gezerim de

Tepede gül dizerim.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Ben babamın evinde de

Böyle nazlı gezerim.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Tepenin arkasında da

Ay mısın güneş misin?

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Söyle bana sevdiğim de

Benden geçecek misin?

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Bu dört dörtlükteki sözler anonim olup, daha sonra;

Düzden sonra tepelik de,

Yolun sonu dikenlik.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Çamın altı çimenlik de,

Konup seni beklerim.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Tepede gül kalmadı da,

Derede su kalmadı.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Gönderdim ben dedemi de,

Baban seni vermedi.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Tepeden ay görünmez de,

Işıksız köy seçilmez.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Severler sevilirler de,

Dere büyük geçilmez.

Rinanay nay, rinanay

Nay nay rinanay nay.

Dörtlüklerini de ben yazarak okunmasını sağladım.

Oyun adını NARİNA koydum

SARI ZAMBAK

Sarı Zambak oyununun Arhavi’de düzenli olarak oynanmakta olduğu, ancak oyunun bir adı olmadığı bilinmektedir. İlk düzenli çalışmalar yapılıp, Arhavi ekibi kurulduğunda o zaman ekipte olanlardan birinin “Bu oyunun adı da SARI ZAMBAK olsun “dediği ve bundan sonra bu oyun bu adla oynandığı söylenmektedir.

Oyun,kız erkek karma olarak, türkü eşliğinde oynanmaktadır.

Bu oyun Arhavi dışında oynandığında Rahmetli Yaşar Turna’nın güftesi olan,

Arhavi’den biz gelduk, Arhavi’den biz gelduk

Bu geceyi şenlettuk, bu geceyi şenlettuk.

Bir tanesinden başka, bir tanesinden başka,

Hepsini kardeş ettuk, hepsini kardeş ettuk.

Şeklinde türkü söylenirdi.

Yaylanun çimenine, yaylanun çimenine,

Koyverdum keçileri, koyverdum keçileri.

Merak etme sevduğum, merak etme sevduğum,

Gönderdum elçileri, gönderdim elçileri.

Kizilağaç fidani,kizilağaç fidani,

Göğe mi çikacaksun, göğe mi çikacaksun.

Evlen de murat eyle, evlen de murat eyle,

Bekâr mı kalacaksun, bekâr mı kalacaksun.

Komik bir örnek dörtlük;

Portakal ağacında, portakal ağacında,

Bi limon bi portakal, bi limon bi portakal.

Bizi seven kizlarun, bizi seven kizlarun,

Biri kör biri topal, biri kör biri topal.

ARHAVİ CANLISI

Bu oyun figür özellikleri olarak Karadeniz oyunu görünümündedir. Arhavi’nin sahil şeridinde olması nedeni ile hem Artvin oyunlarından hem de Karadeniz oyunlarından etkilenmesi doğaldır.

Oyun kemençe veya tulum eşliğine oynanabilmektedir. Çok hareketli bir oyun olup Karadeniz oyunlarından olan Üçayak oyununa benzemekte olup küçük farklılıklar göstermektedir. Günümüzde gençler tarafından çok sevilen ve oynanan bir oyundur.

Hareketli bir oyun olması nedeni ile bu isim Rahmetli Cengiz Günal ve rahmetli Yaşar Turna tarafından verilmiştir. Figürlerin dizilişi yapıldıktan sonra müziği Yaşar Turna tarafından bir Trabzon türküsü olan “Gökte yildiz ay misun da, kemençeme yay misun” ismi ile tanınan türkünün müziğinden esinlenerek kendine özgü olarak özel bir ritimle müziği yapılmıştır. İlk zamanlarda sadece kemençe ile oynanıyorken daha sonra Tulumla da oynanmaya başlamıştır.

PAPİLAT

Oyun adını Arhavi’nin şimdiki adı Arılı olan köyünden almaktadır. Bu köyün özelliklerinden biri de tüm evlerinin köy düzlüğünde toplanmış olmasıdır. Evlerin birbirine yakın olması doğal olarak beşeri ilişkilerin de yoğun olmasını sağlamaktadır.

Figürleri Memet’ina oyununu andırır ancak figürler farklıdır. Çok seri ve hızlı hareketlerle erkekler tarafından oynanır.

Oyun öncesinde:

Papilat vur yerlerde,

İzi kalsın dizlerin.

Karşıki tepelerde,

Yankılansın seslerin.

Dörtlüğü söylenmiş olup, oyunda türkü söylenmemektedir. Düzlükte ayak izleri kalacak kadar sert oynanmasını ve arada atılan naraların karşı tepelerde bulunan köylerden duyulması gerektiğini bu oyunu oynayacaklara duyurmaktadır.

DAMAT BAĞLAMA

damat bağlama(benim nişanım)Bu oyun laz ilçeler içinde sadece Arhavi’de oynanan bir oyundur. Yetmişli yılların ortasına kadar sahnede oynanmış ve ondan sonra uzun yıllar oynanmamış ve unutulmuştur.

2001 yılında Ankara’da Bu oyunu daha önceden bilen, Ali Rıza Kababulut, Osman Kababulut, Cavit Özkosif, İlyas Özkosif ve Musa Kazım Yücel Özbirinci ile görüşülerek bu oyunun unutulmaması ve gelecek nesillere kalması için yeniden oynanması gerektiği vurgulandı

Figürler tek tek değerlendirildi. Musa Kazım Yücel Özbirinci’nin onayından sonra 2001 yılında Ankara’da Arhavi gecesinde Halkoyunları ekibi tarafından sahnede oynandı.

Bu oyun belli kuralları olmadan düğünlerde Komut verebilen insanlar tarafından da oynatılmaktadır. Oyunun özelliği doğaçlama söylenen sözlerle kız tarafından birinin damadı övmesi, aile birliğinin önemi konusunda sözler söylemesi ve Kız tarafınca kavrulmuş fındık, ipek mendil ve belli kişilere oyalı havlu vermesi ile zenginlik kazanmaktadır.

Kız erkek karma olarak oynanmaktadır.

KEMAL ÖZBIYIK OCAK 2007 ANKARA